Translate

Hulâgû Han Hayatı Yaptıkları ve İlhanlılar


Hulâgû 1217 de doğdu. İran da hüküm süren İlhanlılar Devleti nin kurucusudur. Bağdat ı alarak Abbasi Halifeliği ni yıkmış olan meşhur Türk-Moğol serdar ve hükümdarıdır.  Büyük kardeşi Mengu Han babasının yerine Hakan olmuş ve Hulâgû yu 1253 te İran'a memur etmişti. İlhan Hakana bağlı Eyalet Hanı demektir. Bundan dolayı Hulâgû ya (İlhan) lakabı verilmiş ve soyundan gelen hükümdarlara da İlhanlılar denilmiştir. Hulâgû, İran'ı ve Kafkasya'yı ele geçirdikten sonra Şarkî İsmailiye Devleti ni ortadan kaldırmaya karar vermişti. O zamanlarda istediği hükümdarları fedai
dervişleri vasıtası ile öldürten ve asrımızın anarşistleri gibi gizli ve korkunç teşkilatı bulunan İsmaililerin merkezi Elmut Kalesini aldı. Sonuncu hükümdarları olan Rukneddin i öldürttü. 1256 da bu devleti ortadan kaldırdı. Onun elinde hapsedilmiş olan meşhur alim Nâsıruddin et-Tûsî yi kurtararak yanına aldı.

Hulâgû, Şii olan Nâsır ile Hıristiyan bulunan zevcelerinden birinin teşviki ile Bağdat Halifesi hakkında kin beslemeye başlamıştı. Son Abbasi Halifesi Musta sım-Billah a itaat etmesi için haber gönderdi. Musta sım kuvvetli olmadığı halde mağrur idi. Karşı koymak istedi. Halifenin Şii veziri İbni Alkami de vaziyetin hücuma elverişli olduğu hakkında Hulâgû ya bilgi vererek Hulâgû yu gizlice davet etti. Bunun üzerine Hulâgû, 1258 de Bağdat'ı elli gün kadar kuşattı.

Sonuçta, Halife çaresiz kalarak oğulları ve maiyyeti ile birlikte af dilemek üzere Hulâgû'nun ordugahına gidince, Hulâgû onu çuvala koydurup süvarilerine çiğnetti. Bütün ailesini öldürtmekle beraber Bağdat'ı yakıp yıktı. Rivayete göre sekiz yüz bin kişiyi de kılıçtan geçirdi.
https://tarihvegizligercekler.blogspot.com.tr
Daha sonra Suriye ye doğru döndü. Haleb'i ve Şam'ı aldı. Fakat bu istila Mısır'daki Türk Sultanı Baybars tarafından durduruldu. Onun ordusu Hulâgû'nun bir serdarını fena halde bozguna uğratmış ve İlhanlıları Suriye den çıkmaya mecbur etmişti.

Hulâgû, daha önce büyük kardeşinin ölümünü haber alarak yerine geçmeğe hazırlanmıştı. Bu mağlubiyet darbesi üzerine İran da kalmış ve kurduğu devletin işleriyle meşgul olmuştu. Tarihçiler Hulâgû ya çok kan dökmüş bir hükümdar olarak bakarlar. Böyle olmakla beraber o, bir devletin kurucusu idi. Bilime ve sanata karşı da büyük saygısı vardı.

Hulâgû, sarayına bilginleri toplar ve onları korurdu. Bilgiye merakı vardı. Kendisi astronomi ve kimya ile uğraşırdı. Merage de bir rasathane yaptırdı. Bilginleri toplayarak ilim akademileri kurdu. Aladağ da saraylar, Huy da camiler yaptırdı. Tebriz şehri onun döneminde bir bilim merkezi oldu. Bizans tan oraya kozmoğrafya ve diğer ilimleri öğrenmek için öğrenciler geliyordu.

1266 da ölen Hulâgû, sert ve cesur bir komutandı, bilgili bir devlet adamı, bilime ve sanata saygı gösteren bir hükümdardı. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar