Translate

Kırım Hanlığı (1441-1783)


Kırım ve civarı, Batu Han'ın kardeşi Togay-Timur neslinden gelen beylerin idaresinde idi. Timur'un Altın-Orda'yı parçalamasıyla Togay-Timur neslinden Hacı Giray Han, adına para bastırarak(1441) hanlığı kurmuş ve Bahçesaray'ı başkent yapmıştır. Hacı-Giray Han'ın 25 yıllık hâkimiyetinin ardından ölümüyle, oğulları arasında taht kavgaları başlamış ve Nur Devlet ile Mengli Giray fetret
devrinde birbirleriyle mücadele etmişlerdir. Kırım ileri gelenleri bu mücadeleyi önlemek için Osmanlılardan yardım isteyince, Fatih, Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanmayı Kırım'a göndermiş, Kefe ile Azak, Ceneviz ve Venediklerden kurtarılmıştır.(1475) Mengli Giray 1478 yılında hanlığa getirilerek Kırım Hanlığı Osmanlı himayesine alınmıştır. 300 yıl süren bu beraberlik, 1783'de Kırım'ın Ruslar tarafından ilhak edilmesiyle son bulmuştur.
https://tarihvegizligercekler.blogspot.com.tr
Kırım Hanlığı'nın Kuruluşu:
Kırım Altın-Ordu İmparatorluğu içinde önemli bir bölge idi. XIII. Asır sonlarına doğru Nogay, Altın-Ordu hanına karşı Karadeniz kuzeyindeki stepler ile Kırım'ı müstakilen elinde tutuyor ve Balkanlar ile Bizans üzerinde siyasî üstünlüğünü ve himâyesini kurmağa çalışıyordu. Nogay'ın safdışı edilmesinden sonra da (1300), Kırım geniş yetkili vâliler idâresinde ayrıcalıklı durumunu korudu. Kırım'da oturan beyler yarımada dışındaki steplerde dolaşan kalabalık savaşçı kabilelere dayanmakta idiler ve Cenevizliler ile ihtilâfları eksik olmuyordu.
XIV. asrın ikinci yarısında, Altın-Ordu'da hüküm süren taht kavgaları sırasında, Kırım rakip beylerin ve hanların sığındıkları başlıca bölge halini aldı. Bu suretle Kırımparçalanmakta olan Altın Ordu hanlığı içinde müstakil bir siyasî varlığa aday görünüyordu. Cengiz soyundan prensler, bu bölgeye dayanarak, hanlıklarını ilân etmekte ve sonra Volga üzerindeki merkezi ele geçirmeğe çalışmakta idiler. Toktamış Han bunlardan biridir. 1394-1395'e doğru, Toktamış gibi, Cuci soyundan olan Baş-Timur Kırım'da sikkeye kendi adını da koyarak, hâkimiyet iddiasında bulundu. Kırım onun atalarının yurtluğu idi. Onun oğulları rakiplerine (Uluğ Muhammed ve Edike) karşı mücadelelerden sonra nihayet Kırım'da ayrı bir hanlık kurmağa muvaffak oldular. Fakat bağımsızlık uzun sürmedi. Kendisinden sonra yerini alan Gıyaseddin Han zamanında, Altın Ordu hakanı Pulat Han'ın Kırım'ı ele geçirmesi üzerine Gıyaseddin, hanlığı terk etmek zorunda kaldı. Ama, Altın Ordu Devleti'ndeki çekişmelerden yararlanan Gıyaseddin'in oğlu Hacı Giray 1438'de Kırım'a geldi, hanlığını ilân etti ve o da kendi adına para bastırdı. Altın Ordu Hakanı onun hanlığını kabul etmek zorunda kaldı. Bundan dolayı, Kırım Hanlığı'nın asıl kurucusu Hacı Giray'dır.

Hacı Giray:    
Fakat Kırım hanlığının hakiki kurucusu Hacı Giray sayılır ve adını taşıyan en eski para 845 (1441/1442) tarihini taşımaktadır. XV. Asır başlarında Altın-Ordu'da şiddetlenen iç rekabet ve savaşlar sebebi ile birçok kabileler Orta Asya'ya yahut batıya Kırım'a ve Karadeniz kuzeyindeki steplere kaçmakta idi. Belli başlı kabile beyleri gelip, Hacı Giray'a iltihak ettiler. O daima daha çok miktarda kabileyi Volga havzasından kendi tarafına çekmek için çalıştı. Yarım asır sonra dahi bu beylerden Eminek Mirza bir mektubunda "hep beyliğimiz dahi bu il ile durur" diyordu.
Hacı Giray Altın-Ordu hanına karşı Moskova ile dostluk ve ittifak münasebetleri kurarak, durumunu kuvvetlendirdi. İstanbul'un zaptından sonra Boğazlara ve Karadeniz'e hakim olan Osmanlılar ile Cenevizliler'e karşı ittifak etti ve 1454 yazında müşterek Osmanlı-Kırım kuvvetleri, ilk defa olarak Kefe'yi muhasara ettiler. Kefe Cenevizliler'i Osmanlı sultanına ve Kırım hanına yıllık vergi vermeğe razı oldular. Hacı Giray, Altın-Ordu hanlarının meşrû mirasçısı sıfatı ile, Kefe'yi kendi ülkeleri arasında saymaktadır.

Altın-Ordu gibi Kırım hanlığının da büyük zaafı irsî kabile beylerinin devletin hakiki hakim ve sahibi olmalarından doğmuştur. Kabile reisleri yahut han ailesi içinde rekabetler, bu kabilelerin birbirlerine karşı gruplanarak kolayca bir iç harbe sürüklenmesiyle sonuçlanmakta idi.
https://tarihvegizligercekler.blogspot.com.tr
Kırım'ın Osmanlı Yönetimi Altına Girmesi:  
Hacı Giray Han'ın ölümünde (1466) oğulları arasında taht kavgası uzun bir kargaşalık devresi açtı. Yenilen rakip yarım ada dışındaki steplere kaçarak yahut Kefe'ye sığınarak mücadeleye devam etmekte idi. Kefe Cenevizliler'i kendi durumlarını kuvvetlendirmek için, kâh bunun ve kâh ötekinin tarafını tutarak, bu mücadelelerde mühim rol oynamakta idiler. Esas mücadele Nurdevlet ile Mengli Giray arasında idi. Mengli Giray mağlûp olarak Kefe'ye sığındı. Orada Şırın kabilesi beyinin ve Cenevizliler'in yardımı ile 1468'de Kırım tahtını tekrar ele geçirdi.
Kırım'da devam eden taht kavgasını ve Cenevizlilerin buraya çeşitli şekillerde müdahalelerini fırsat bilen Fatih Sultan Mehmet, Gedik Ahmet Paşa'yı kuvvetli bir donanma ile acele Kırım'a gönderdi (1475). Kefe ile Kırım sahillerinde Cenevizliler'e ait bütün limanları zaptettirdi. Gedik Ahmet Paşa tarafından hapisten çıkarılan Mengli Giray Ceneviz dostu olan Nurdevlet'in elinden hanlığı almağa muvaffak oldu ve Osmanlı sultanının tâbiliğini kabul etti. Bir buçuk ay sonra da padişaha yazdığı bir mektupta tâbiiyetini te'yid etti. Buna göre Han, padişahın dostuna dost, düşmanına düşman olmayı ve onun hâmiliğini kabul etmiştir. 1476'da Altın-Ordu hanı Seyyid Ahmed Kırım'ı istilâ etti. Mengli Giray Kırker'e (Çufut-kale) sığındı. Altın-Ordu hanı, Osmanlı padişahının tehdidi üzerine, Canibek adında bir valisini bırakarak, memleketine döndü ise de, bu sefer Nurdevlet Osmanlı himayesinde olarak Kırım Hanlığı'nı ele geçirmeye muvaffak oldu. Mengli Giray İstanbul'a getirtilerek, mevkûf tutuldu.

Bir müddet sonra Kırım kabile aristokrasisinin başı Eminek, Nurdevlet Han'a karşı kargaşalıklar çıkarıp, padişahtan Mengli Giray'ın İstanbul'dan gönderilen ilk han sıfatı ile, Kırım tahtını tekrar işgal etmesini sağladı. Osmanlı vakayinâmelerinde Mengli Giray'ın 1475'de tahta gelişine ait hadiseler ile 1478'deki hadiseler birbirine karıştırılmıştır. Mengli Giray'ın bu üçüncü saltanatı (1478-1514) esnasında Kırım Hanlığı sağlam bir şekilde teessüs etmiştir. Osmanlı himayesi hanlıkta otorite birliğini sağlamış, son Altın-Ordu hanlarının birleştirme teşebbüslerine, sonra Moskova'nın genişleme siyasetine karşı hanlığın varlığını garanti altına almış, Hanlık da ilk defa 1484'de Bayezid II.'in Akkerman seferine iştirak ederek, Osmanlılar ile batıda işbirliği siyasetine başlanmıştır.
Artık Kırım Osmanlı İmparatorluğu ile bütünleşmişti. Fakat öteki Osmanlı eyaletlerinden çok farklı ve imtiyazlı bir statüye sahipti. Kırım Hanı atadan hutbe ve sikke sahibiydi ve kendisine Osmanlı Padişahı'nın küçük kardeşi muamelesi yapılırdı. Bu birlik Kırım'ın ve dolayısıyla Osmanlıların gücünü arttırdı.Nihayet Yavuz Selim'in kayınpederi olan Mengli Giray yaptığı askerî yardım ile onun Osmanlı tahtına geçmesine yardım etmiştir. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar